Hayat Veren İş
Her iş, yepyeni bir başlangıçtır. Benimkiler ise oldukça trajik ve komikti…
Yakınlarım sürekli karşıma geçip Vasfiye Teyze edasıyla ‘Sözde çalışıyorsun, hiç doğru dürüst para kazandığını da göremedik ya Dilara, ne çektin be kızım be, sende böyle saf bir şeysin be kızım be’ falan derlerdi. Durumu olağan karşılamayı kalkan edinip, hobi olarak 'çalışmaya' alışmıştım.
12 senedir çalışıyorum…
Sadece sektörlere göre ayrı ayrı liste yapsak bile durum oldukça vahim... Liste alabildiğince bir maaşını kasiyere verip karşılığında sana takdim ettiği o Migros fişi kadar uzun… Son zamanlarda sahi fiş durumunu da ne kadar abarttılar öyle, sanki poşetten kısıp kağıda ekleme yapmışlar. Tabi onun doğaya hiç zararı yok! Yakında o fiş için de ayrıca para ödeyeceğiz bakın benden söylemesi… Çok dağıtmadan konuma geri dönsem iyi olacak.
İnşallah retrodur!
Benim Talihsiz Serüvenler Dizisi'ni aratmayan kariyer hayatım; 17 yaşında ilk iş tecrübem olan staj yerim ile başladı. Sene 2007! O zaman yasalarımız gereği Meslek Liseleri için şöyle bir olay vardı. Lise son sınıfta haftanın 3 günü stajını yapardın, 2 gün de güzel üniformalarını giyip okuluna giderdin. Geçici sigortanı devlet karşılardı. Asgari ücretin ¼’ü kadarını da staj yerin sana aylık zorunlu olarak ödemek durumundaydı.
Nasıl vizyon sahibi kurumsal bir yerde staj yapıyorsam; adamlar bana 100 YTL’yi çok görmüşlerdi.
Başta çuvallamıştım. Daha ilk işimde paramı alamayışımla başlayan kariyer yolculuğum, sonrasında da mütemadiyen paramı alamadığım, müthiş hakkımın yendiği olaylar silsilesi şeklinde devam etti...
(Dilerim ki bu durum; geçtiğimiz günlerde arkadaşlarla konuştuğumuz o gezegen retrosundan kaynaklanmıştır, gerçekten ama gerçekten… Çünkü bir yerde insan duruma kötü kaderi yerine ampirik veriler ile yaklaşmak istiyor. Ya da tesellisini bunda arıyor.)
19’unda emekli
Bir koca alkışı sektörümden esirgeyecek değilim…
Mottolarımız ‘Çok çalış ama asla para alma’ ‘İyi yoktur, kötünün iyisi vardır’ gibi birçok umut vadeden cümlelerden oluşuyordu…
Meşhur İletişim Günleri’nde bizlere TEDx konuşmalarını aratmayan sektörün öncüsü gazeteci ağabeylerimiz ve ablalarımızın etkisiyle seçtiğim Muhabirlik mesleğinden henüz 19 yaşında çöken idealizmim nedeniyle malulen emekliye ayrılmıştım. Burnum sürtmemişti, sakatlanmış ve çalışamaz hale gelmiştim.
‘Hadi canım o kadar da olamaz yahu’ ile sonuçlanan birkaç on tecrübemin ardından… Uzun bir süre basında ve bir tanıdığımın yanında; çok da sefaletten dilenecek duruma gelmediğim müddetçe işe başlamamayı ilke edindim…
Çok işim oldu
Hayatıma türlü türlü işler girdi; part, full, freelancer, dönemsel, geçici, belirli, belirsiz…
Fazlaca da mesleğim oldu…
Garson, müşteri temsilcisi, sekreter, karşılama görevlisi, broşür dağıtım elemanı, mağaza satış personeli, yönetici asistanı, ön muhasebeci, halkla ilişkiler sorumlusu, görsel düzenleme yöneticisi, pazarlamacı, editör, metin yazarı, radyo programcısı, spiker, basın danışmanı, reklamcı, sosyal medya uzmanı…
Nirvanadayım
Bir önceki yazımda yayınladığım 1 yıldan fazla süren işsizlik ve saçma sapan geçen iş görüşmelerinin ardından…
Dışarıdan metin yazıyor, aynı zamanda evde emaye çaydanlıktan saksı, salça konservesinden raf, ağaç lamba falan yapıyordum… Zannediyorum iyi bir noktaya gitmiyordum. Bir işim olacaksa tam olsun, olmayacaksa ben Tibetli rahip kafasında nirvanaya erişmeye niyetliyim, felsefesinde ilerliyordum…
Hayat veren iş
İnternetten özellikle olmasını isteyerek başvuru yaptığım, olursa gözümü kapatır giderim dediğim farklı bir şehirde, hakkında en ufak bir fikre sahip olmadığım bir sektör için aslında tecrübem olan bir pozisyonda görüşmeye çağrıldım. Karmaşık gelmiş olabilir ama tam olarak en gerçek özeti bu!
Görüşme güzel geçmiş ve iş olmuştu, çok şaşkındım. (Retro duraksadı ya da o gezegen 12 senenin sonunda 'Yazıktır ya azıcık da bu kızın yüzü gülsün' deyip acıyıp bıraktı galiba)
Onları daha ilk günden sevmiştim. İnsana değer veriyorlardı. Herkes gülümsüyordu, 'Hoş geldin', demişti ilk gün işe başlarken bana eşlik eden hanımefendi, 'Güne kahveyle başlayalım nasıl içersin' deyip, işe giriş evraklarımı doldururken beni motive etmişti. Sonra diğer hanımefendi hayırlı olsun deyip, senin gibi aramıza güler yüzlü biri katıldığı için biz de çok sevindik, dedi.
Hep bir yanılma payı ile dizlerim titrek şekilde elimden geleni yapmaya çalışıyordum. Sürekli araştırıyordum ama kesinlikle yeterli değildim. Bir taraftan hata yapmaktan gerçekten korkuyordum, bir taraftan da sektöre çok yabancı olduğum için kendime güvenip bildiklerimi uygulayamıyordum. Heyecanlı ve panik bir haldeydim ve kendi motivasyonumu kendim yok edecek kadar da acımasızdım...
(Bir gün çok canım sıkıldı, yine kendime kızıyordum. Çünkü öğrenemiyordum... Yabancı bir dili anlamaya çalışmak gibiydi benimkisi… Henüz 2. haftadaydım. Yöneticime; ‘Ben kendimi çok aptal hissediyorum, Google’a sorduklarımı bilseydiniz, çok şaşırırdınız’ dedim.Yöneticim ise bana şu cevabı verdi ‘Kendi başınıza öğrenmeye çalışırsanız çok zorlanırsınız, bizler buradayız. Günlük iş tempomuz çok yoğun ama bize sormaktan kesinlikle çekinmeyin.’
Onların bana yaklaşımı her daim böyleydi. Heyecanımı fark ettiler. Hatalarımı olgunlukla karşıladılar ve işi öğrenmem konusunda yönlendirdiler. Çabamı takdir ettiler, hakkımda karar veremedikleri noktada bile öğrenmemi kolaylaştıracak anahtarlar sundular. Hatta öyle ki benim için kararsız kaldılar çünkü verdikleri sürede sektördeki açığımı kapatamadım, verimsizdim ve buna karşılık da deneme süremi uzattılar.
Ve o süre boyunca benim düşündüğüm şey hayatım boyunca karşıma çıkan tüm öğrendiğim bilgilerin, yapmaktan keyif aldığım, üretmeyi sevdiğim işlerin tamamının bulunduğum yerde olduğunu, güzel bir ekip ve iyi insanlar tarafından yönetildiğini görmekti.
Orada çalışamamak ise beni bu açıdan üzerdi. Bunu başarısızlığım olarak görüp kendimi suçlayabilir ve affetmeyebilirdim.
Ailem oldu
İlk günden itibaren elimden geleni yaptım, yapabildiğim kadarını yaptım.
Deneme süremin ardından çalışmaya karar verdiklerinde ise verimli ve müthiş bir performansla çalıştığım için değil, çaba gösterdiğim içindi. Bundan dolayı daha çok onur duydum, insana değeri, her şeyden üstün tutuyorlardı. O masadan ‘Hayır, Dilara biz seninle çalışamayız’ deselerdi bile, ben öyle insanlar tanıdığım için o masadan yine de mutlu kalkacaktım. İyi bir aile; hayatı boyunca nasıl birbirine sevgi ve saygı ile bağlarını koruyor, güvenle art niyet olmadan inşa ediyorsa köklerini; aynılardı… İlk defa bir iş modelinin de bu aile kurallarıyla var olduğunu gördüm.
Karaktere önem veriyorlardı, insan harcamıyorlardı. Adaletliydiler. Bir kez daha doğru yerde doğru insanlarla aynı hedef için çaba gösterdiğimi anladım. O gün o masada bir işe değil, bir aileye kabul edildim.
Bugüne kadar
Evet çok fazla işte çalıştım ve geçen 1.5 yılda çok şey öğrendim. Hayatta ne olup ne olmadığımı keşfetmem de herkes kadar yeterince hayal kırıklığı yaşamama endeksli olarak zamanımı aldı. Hepimizin kendi hayatı için bir misyonu var, benimki üretmek üzerine kurulu. Bir jeneratör gibi durmaksızın enerji üretmeyi sağlayan makine gibiyim, sadece doğru kaynaktan şarj edilmem gerekiyor. Eğer ki o kaynak doğru çalışmıyor ya da bağlantım yeterli değil ise şarj olamıyorum ya bozuluyorum ya da bulunduğum yerde ömrümü dolduruyorum.
Bugüne kadar çalıştığım yerler üretmemi sevdiler ama bana enerji kaynağı sağlayamadılar. Bir işin doğru yapılması, adaletli olmak, onurlu ve haysiyetli olmak, prensipler doğrultusunda yaşamak gibi değerler taşımadıklarından, bende bir jeneratör olarak enerji veremedim.
Bazen iş, bazen insanlar…
Tam da şimdi
Şimdi…
Bana üretmem için enerji kaynağı olan bir iş yerinde, tıpkı benim gibi çalışmayı yaşam olarak gören insanlarlayım.
Başarıyı üretmekle eşdeğer tutan, değer yargıları ile iş etiği aynı olan, birlik duygusuyla hareket eden yeni bir aileye ve işe sahibim...
Bana üretmem için enerji kaynağı olan bir iş yerinde, tıpkı benim gibi çalışmayı yaşam olarak gören insanlarlayım.
Başarıyı üretmekle eşdeğer tutan, değer yargıları ile iş etiği aynı olan, birlik duygusuyla hareket eden yeni bir aileye ve işe sahibim...
Bu benim en büyük hazinem...
D.Şit
Kalemine sağlık takibe alıyorum yazıları
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim 😊
SilGerçekten güzel bir anlatım olmuş tebrik ediyorum...
YanıtlaSilTeşekkür ederim 😊🙏
SilSenin adına çok sevindim tatlı kızım.
SilÇok teşekkür ediyorum iyi dilekleriniz için🙏
Sil