Yaz Olduğunda Nazilli





Her yaz Nazilli'de kalmak benim için mecburi bir durumdu... 

 Giderken heyecanlanırdım. Birkaç gün sonra kıvranmaya başlardım: "telefon zırt dicek, kapı dırt dicek, annem babam gelcek beni götürcek"... (Sanki kürek mahkumuyum!) 
Babaannem benimle fazlasıyla ilgilenirdi ama halam ve Ayşegül olmasa Nazilli günlerim geçmek bilmezdi herhalde! 

Canım Ayşegül
 Sadece kuzenim değil, en iyi çocukluk arkadaşımdı Ayşegül. Halam her güne bir program yapardı. Salı parka gidilir, perşembe pazara çıkılır, cuma kar helvası yenir, yedikten sonra dil mutlaka gösterilirdi. 
Günlük rutinimizde; Ayşegül kitap okurdu, ben daha okumayı bilmediğimden resim çizerdim, öğle yemeğinden sonra 2 saat uyurduk, ikindi kahvaltısında üzeri pul biberli yoğurt ekmek yerdik. Genellikle yoğurdu yiyip ekmeğin üzerine tekrar tekrar sürülmesini isterdik. 
 
Oyunlarımız arasında
 Merdivenlerde oturma, terasa çıkma, lambanın arasından balon atmaca, bina girişinde de top oynama vardı. Bilumum ev işlerini halam bize bölüştürürdü. Amaç temizlik falan değildi, bizi oyalamaktı. Öyle ki arkamızdan hem bize verdiği işleri,hem de dağıtmış olduğumuz ortalığı toplardı!Sözde ben tozları alırdım,tek yapabildiğim bezi bir o tarafa bir bu tarafa savurmaktan başka bir şey değildi. Ayşegül de saksıdaki çiçeklere su verirdi, bazen de taşırdığı suyun yeri çamur yapması ve üzerini saksı tabağıyla kapatmamız ise sakladığımız sırlar arasındaydı.
 Azimliydik daha iyisi için uğraşırdık ama beceriksizliğimiz tartışılmaz gerçekti. Bunların içinde en favori ve başarılı olduğumuz görev şüphesiz divan yastıklarını çiğnemekti! Tüm yastıkları yere indirir, önce tek tek üzerinde zıplayarak bacak kaslarımızı çalıştırır, sonra yumruklayarak günlük kültür fiziğimizi tamamlardık.

Akşam vakti
   Halamla Ayşegül evlerine gider, ben babaannemle kalırdım. Babaannem masal bilmezdi ama kendi çocukluğuna dair çok güzel anılar anlatırdı, benim için ayıkladığı çiğdemleri yerken onu dinlemeyi çok severdim.

Sabriye Nine
  Evde 4 kuşaktık. Babaannemin annesi de hayattaydı. Abdest alırken çıkardığı çoraplarını Ayşegülle saklardık, bir köşeden de yaptıklarını izler, gülüşürdük. Arayıp bulamayınca bastonunu kaldırır, kızardı. Halamdan da zılgıtı yerdik tabi ‘95 yaşındaki kadınla eğlenmeyin bakayım’ diye...
 
 Abla oldum
  Kardeşim doğduktan sonra Nazilli günlerim daha neşeli hale geldi. Artık hiçbir yerde yalnız kalmak zorunda değildim 😊

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayat Veren İş

Robot Oyuncu Aypera

Bir İş Görüşmesi